YANILSAMA

YANILSAMA

31 Mart 2012 Cumartesi

KURMACA BOZUMU


Sonra görmüş olduklarını yitirdin

Dışa dönen yapraklar gibi yüzünü güneşe döndün

Son böyle bir şeydi işte karınca yuvası bozuldu

“aşk gecikmiş bir otobüstür sen yitirmiş iken artık yönünü”

Bana bakmayı sürdürdün

Bütün ninnileri biliyor gibiydin o anda

Dudakların kalbin gibi heyecanlı ve uçarı

Trenler geçiyordu göğsünden

“uzanıp çimenlere arzuyu tadacaktın”

Sonra bakkala gittin azalttığın sigarayı çoğaltmak için

Bir şeyler sırf çoğul olsun diye

Yanında susamlı bisküvi aldın

Çıktın oysa yağmur yağmasını isterdin o an da

Islanacaktın çamur çamur batacaktın kendine

Olmadı bir sonraya bıraktın her zaman yapardın

Her sokağa bakındın

Ömrüne baktığın gibi baktın

Baktın bir şeyler değişecek mi diye

Seslendin kalabalığın içine

Biliyordun geri döneceğini kendi nefesinle daha öfkeli

“affetmeyecektin filmlerdeki gibi bu kenti”

Dağılmış halde geri döndün

Yaşanmış ve yaşlanmış

Sonra elinden tuttum

Kusmanı izledim ağlamanı yıkılmanı

“kan görmek istiyordun dilimi ısırdım”

Kelimeleri böldüm sustum

Sen kelimelere bölmezdin dilini de ısırmazdın ölürdün sadece

Papatyanın ağaç olduğuna inanmak gibi ölürdün

“Sonra biraz küle dokunurdun teninde bir kül daha açmak için”

Biraz da bana sokulurdun bende kanamak için

Her şeyi bıraktık sanki

Koca bir yeryüzünü tükettik

Ölümler büyütüyoruz

Gömleği kırışık evi dağınık

Gölgesiz ve perdesiz ölümler

Hiçbir notaya değmeyecektik aslında

Ve her sancıda yüzümüzü güneşe dönecektik yapraklar gibi…

M.Murat Küçükaydın

Hiç yorum yok: