YANILSAMA

YANILSAMA

10 Aralık 2011 Cumartesi

KIRIK DEFTER

(kayboluşlar bıraktım yollarda)
Şehri terk etmelerden kalan tiz bir çığlık
yürüdüğüm kadar tozlu
İçinde senin
Yarılmış yerinden yumruk yemiş gibi öyle izi
O da soğuk
Kurumuş sokak sesleri içinde yalnız korkular
aşikar ruhun çıkıp gitmiş
ve ellerinde senin
aydan düşen ayak izin
Keşfettin yokluğun
O da sanık
Her şeyi içine geçirmiş hayat ele vermiş
Otobüslerde daha çok dışarıda kalan yüzler
Belki de yağmur...
Camdan umut geçmiyorsa da
O da kırık
aydınlıklar bırakayım derken bu karanlık...
senin onların bizi ve beni öldüren bakışları altında
kuyudun aşk çıkarır gibi
de ki temmuz sinekleri adak
peki kurşun geçerse sözlerimden
ve iniverirse ayrılık ceplerime
mendilimde kalır dolu ve bir o kadar yaşanmamış

2 Aralık 2011 Cuma

BAŞKA NEHİRLER

                                     Ekim düş ömrümün tükendiği karaltı

Dar bir bıçaktan dökülen sonsuz yalnızlık kadar
Başka ve uzak nehirlerin nemi geliyor yakında
Ve ölüm çocukluk şair yorgun

Tam göğsümün üstünde artık uçamayan bir kuş yazık
Her şeyi aklımda tutmaktan vazgeçme telafisi gitmek
Çırılçıplak gitmek
Her şeyin uğultusu ya da başka nehirler gibi yabancı gitmek

MENDİL AÇLIĞI


Zamana ihtiyacım var biraz/  körü körüne umuda
Evet, tam yerinde karmaşa ağzı bir karış açık
Sokağı döndük ve kapılar kapalı başka bir sokaktayız
--ulu yeraltı sığınakları
--aşkın bin bir hali
--yalnızlığın kahramanlığı
Öyle suyu bulanıklaştırmak gibi ellerin tetikte
Kim gelmiş kim gitmiş kim içimde…
Sokakların sert kaba sözcükleri
Gemilerin o gitme halleri
Ve öyle ki bir mendil açlığı Ahmet abili
Yağmur sonrası üşümüş gözlerin üşümüş ellerin ıslak bir şehir
Acı zamanla sevinç zamanla durgunluk zamanla
 Şehirleri kim umursuyor ki herkesin gözünde başka biçim ve renk
Ama benim elimde mi ki ne yazık
Üstelik şehir suyundan içiyorum / dudaklarımda ölü iskambiller
Üstelik sigara / yanımda doğu 
İçimden gelmiyor İzmir geçmiyor
Tükürsem mor sümbüllü bir de salkım saçak kan

Ne yana benim yönüm / arasan çare bulamasın
Kulağın intihar eden genç şairde elin mastürbasyonda
 Pantolonunda barut ve süngüler
Gömleğinde bavullar ve düğmeler sürü sürü
Aşk bakire tatsız tuzsuz siktir et
Türkülerde bir başı dağ bir başı çıplak ömrüm
Kanım benden beter kolonya şişesi birde sirkeli
İğne geçer iplik geçer ses geçmez
Sus bırak yağmursuz gitmiyor be hüzün
El de bir de kitap
Kâh Çukurova kâh Moskova
Tütündeyim yani bir de gelmek bilmeyen devrimde
Zamanla diyorum bir kâğıda dönüşsem
Yazılanlar ölse kâğıtta ölse
Kül yani…
Hani yani …
Belki zamanla…

"...İLE"

Sözcükler boy verirdi
Aşk dediğinde bir çocuk
Yaralı ellerimle geleceğine inerken
Nereye düşürdü kim bilir
Zaman her yerden çekilmişken
Her yere dokunduğum ilk hüzünlü gidişler gibi
Ağır aksak bıraktığım yaşamı

ÇA

Gitmesek-kalsak
Yakalansak-yakamıza konan kelebeklerle bir 
Doğursak hiç acımayan bir gün
ve hiç açmasak da koparılmasak
Bilmediğim bir dilde sevişmek
Bilmediğim bir yatakta ölmek
ve görmediğim bir güneş vursa cesedime pencereden ılık ılık
 ça